Ana içeriğe atla

skleroderma


sklerodermaSkleroderma nedir
Skleroderma özellikle yemek borusu, mide , iç organlar,  sindirim sistemi ve derinin  ilerleyici sertleşmesiyle  nitelenen  bir ba?dokusu hastalığıdır. Özellikle deri etkilenmi?tir. Hastaların deri ve derialt? bağ dokusunda kollagen ve elastik lifler sayıca ço?alıp, deri sertleşir.Skleroderma, yalnız deriyi bölgesel olarak etkilemiş olabilece?i gibi, vücudu yaygın bir biçimde etkilemiş de olabilir. Yaygın biçimi sıklıkla infeksiyon ya da ?ok gibi durumları izleyen üerleyici bir skleroderma biçimindedir. Hastalığın bu biçiminde derinin geniş yüzeyleri etkilenmi?tir. Kollar, eller, bacak ve ayaklar, yüz ve gövdede deri sertleşerek gerginle?mi?tir, bu durumda gergin deri bölgelerinde hareketler sınırlanır. Skleroderma reynaud sendromu hastalığına benzeyen,  fakat farklı bir hastalıktır.

El parmaklarında a?rıl? kramplar, parmak uçlarında sivrilmeler ve hareketlerinde sınırlanmalarla pençe el denilen durum geli?ebilir.Yüz ve boyun derisi tutuldu?unda, buralardaki normal deri kıvrımları kaybolarak deri gergin bir durum alıp, adeta bir maskeye dönüşür. Derideki gerilmeler göğüs bölgesini yaygın bir biçimde etkiledi?inde, solunum hareketleri güçle?ir.Deride yer yer küçük alanlar biçiminde gelişen skleroderma olaylarında etkilenmiş olan deri bölgesinin rengi bir süre gitgide açılır. Bu bölgede deri sertleşir. Daha sonra renk koyula??r. Derideki sertlik ve gerginlik kendisini korumaktadır. Hastalığın tedavisinde kortizon, A ve E vitaminleri ve penisilinden yararlanılmaktadır.

Yorumlar

  1. Bu kitap bir sklerodermalının yaşamı... piyasaya bugün çıktı. Okura sunuyorum...

    Azraille Yolculuk
    (Skleroderma ve Ben)
    Rahime Kaya
    Sokak Kitapları Yayınları / Anı Dizisi

    AZRAİLLE YOLCULUK / Rahime KAYA

    1978 yılında tanıştığım, 1985- 2000 yılları arasında çok ciddi tedavileri gerektiren, zorlukla ve eziyetle yaşadığım skleroderma hastalığına yakalandım. Ölümle yaşam arasındaki çizgide yıllarım geçti. Yaşama küstüm, daha da kötüleştim. Şiirlerle, yazılarla, kitaplarla yeniden teyel attım yaşama. Hastalığı kucakladım, yaşama tutundum. Sonrasında hastalara güç vermek, sağlıklı kişilere de sağlıkla aldıkları bir tek nefesin ne kadar değerli olduğunu göstermek ama asıl kendimi ifade etmek, “Yaşamın içinde ben de varım” diyebilmek için bu kitabı yazdım.
    Bunu yaparken asla bilimsel kaygım olmadı. Hasta gözüm ve yüreğimle gördüklerimi ve hissettiklerimi yazdım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

arkası gelmez dertlerimin

arkası gelmez dertlerimin G                                     D   ) Arkasi gelmez dertlerimin biktim illallah ) 2 Em            Bm              C          Bm  ) Biri biterken öteki de baslar vermesin Allah ) 2    ( Bm                         C           Bm  )    ( Böyle gelmis böyle gidecek korkarim vallah ) 2 A (    ( Em         Bm         C        Bm  )    ( Yok mu çaresi dostlar fesüpanallah ) 2 G                              D   ) Alemin keyfi yerinde yine masallah ) 2 Em              Bm          C          Bm  ) Bize de bir gün kader güler güler insallah ) 2

Yusuf Ziya Arpacık

Yusuf Ziya Arpacık 1 Mayıs 1958 yılında Erzurum’da dünyaya geldi. Çocukluk yılları zor tabiat şartlarıyla mücadele içerisinde geçti. Gençlik döneminde ise, 1980 öncesinde fırtınalı savaş günlerinin tam orta yerinde bulmuştu kendisini. İstanbul Üniversitesinde Tarih ilmi tahsil ederken 13 Şubat 1978 de hapse düştü. Sürgünden sürgüne yollandığı zindanlardan defalarca kaçmaya teşebbüs etmesine rağmen, Sağmalcılar ve Yozgat cezaevinden olmak üzere iki sefer firara muvaffak oldu… Tamamı yaklaşık on yıl olan hapis hayatının beş yılını hücrelerde geçirmek zorunda bırakılmış, kitaplar vasıtası ile ve kendi kendine yabancı dil öğrenirken, cezaevlerindeki ecnebi tutuklularla da bu lisanların pratiğini yapabilmiştir.. Hapishaneden çıkınca da ‘nerede kalmıştık?’ diyerek dış dünyada ki mücadelesine kaldığı yerden tekrar başlayıp, 1992 yılında Karabağ savaşında kardeşlerine yardım için Kafkaslara koşmuş ve devamı itibarı ile bir çok ülkede Türk düşmanlarına karşı ‘fiziki etkinlikler’ organize etmiş

ığdır | otel,hotel,seyehat,turizm,turkey,belediyesi,resimleri,ilçeleri

ığdır | otel,hotel,seyehat,turizm,turkey,belediyesi,resimleri,ilçeleri GENEL BİLGİLER Yüzölçümü: 3.539 km² Nüfus: 142.601 (1990) İl Trafik No: 76 Türkiye'nin doğu sınırında yer alan Iğdır, efsanevi Ağrı Dağı ile görülmesi gereken bir ildir. İLÇELER: Iğdır (merkez), Aralık, Karakoyunlu, Tuzluca. Tuzluca: İl merkezine uzaklığı 39 km.dir. Tuz Dağı'nda bulunan su göletleri astım hastalığına iyi gelmektedir. NASIL GİDİLİR? Karayolu :Çevre il, ilçe ve komşu ülkeler ile bağlantısı sadece karayoluyla sağlanmaktadır. Havayolu : Uçakla Kars Havaalanına oradan da Iğdır'a karayoluyla ulaşılır GEZİLECEK YERLER Soykırım Anıtı: Baharlı Mahallesi Çevre Yolu Kavşağı'ndadır. Ziyaret Saatleri: 07:30 - 14:15 Ağrı Dağı: Türkiye'nin en yüksek dağı olup, İran ile Iğdır arasında sınır teşkil etmektedir. Yüksekliği 5165 metredir. Eski bir volkanik dağdır. Harmandöven Kervansarayı: Eski ipek yolu Batum Tebriz Kervanyolu güzergahında, Selçuklular Dönemi'nde Sürmari Emiri Şerafettin Ejder